9 Mayıs 2010 Pazar

2 mekan 2 sergi

Malumunuz İstanbul'da son zamanlarda bir sanat merakıdır gidiyor, aman nazar değmesin, dileğim tabii ki bu tür faaliyetlerin ve mekanların daha da artması yönünde ancak her nedense bu yeni mekanlarda düzenlenen sergilerde mutlaka bir sakillik, bir natamam durumu gözüme çarpıyor. Anlamadığım o kadar yüzbindolarlar belki de milyon dolarlar akıtılarak açılan bu yeni sanat mekanlarında neden iddialı bir seçkiden oluşan sergi olmayışı veya seçki iyi bile olsa tüm sergileme metodlarına uzak, sanki iki yevmiyeli ameleye git şunları oraya buraya serpiştir denilmiş gibi düzenlenmiş sergi mekanlarının durumu. Ben bu dilemmayı çözemedim, çözebilen varsa bana da anlatsın! Bu mekanlardan 2 tanesi olan Borusan Müzikevi'ndeki Kozmik Latte sergisi ve Arter'deki Starter sergisi bu yazının konusu olacaktı ama içimden bir şey yazmak gelmiyor. En iyisi gidin kendiniz görün! Bir tanesinde seçki iyi sergileme kötü, diğerinde hem seçki hem sergileme kötü, hangisinin hangisi olduğunu da artık siz bulun! Yerlerini bilmeyenler için not; İstiklal caddesinde tünele doğru giderken karşılıklı olarak yer alıyor binalar.

11 Nisan 2010 Pazar

Picasso in Pera


Burnumun dibindeki Pera müzesinde 16 şubat'tan beri Picasso Gravürleri sergisi var hani şu ünlü Suite Vollard koleksiyonu ama ben ancak geçen cuma görme fırsatı bulabildim. Bu koleksiyonu görmek beni çok mutlu etti, Picasso'nun çizgilerindeki yalınlıktan (bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama)bir yanıyla ham-vahşi öte yanıyla naif ve işlenmiş bir kültürel tabakalanma enerjisinin fışkırdığını görüyor gözlerim. Onun kübist perspektifinden sızan imgeler kadar bakır tabakalar üzerine çiziktirilmiş bu minotaur, heykeltraş ve modeli gibi konuların zarif ifadesi de beni büyülüyor. Çıkışta paraya kıyıp aldığım sergi kataloğu cuma'dan beri elimden düşmüyor, bakıyor tekrar bakıyorum.



Aslında "Kadının örtüsünü kaldıran Faun" adlı resmi hakkında uzuun uzun yazmak istiyorum ilk fırsatta, umarım o fırsatı bulabilirim yakın zamanda.

Bir de Pera müzesinde Sultanahmet Hippodrom meydanının tarihini anlatan zengin ve de biraz karışık başka bir sergi daha var. O sergiyi de mutlaka gezmenizi öneririm.

17 Mart 2010 Çarşamba

sela

Dışarıda sela okunuyor, hayattayken tanımadığım ölümünden haberdar olduğum bu kişi kim ola ki??

7 Şubat 2010 Pazar

seher vakti!

gök gıcırdıyor, insan uyuyor.

2 Şubat 2010 Salı

Hafız'ın Yolculuğu

"... zaten hiçbir devrim vaat ettiği mutluluğu tümüyle getirmez, tersine, bir 'başka türlü oluş' biçimi getirir, buysa aslında her zaman, içinde iyilikle kötülüğü birlikte barındırır. Yüreği iyilik dolu, çocuğunun ona verdiği umutlarla gurur duyan bir baba, onun olağanüstü yazgıları yaşamak için dünyaya geldiğini düşünür, oysa çocuk büyür ve öteki insanlar gibi bir insan olup çıkar."

Bektaş, böyle söylüyordu Hafız'a yolculuklarının bir yerinde. Kendi küçük hikayesi büyük bu kitabın satırlarını herkesin okuması dileğiyle...

27 Ocak 2010 Çarşamba

bir garip yolcuyum hayat yolunda

Her gün yolcu olunan bir yerde her gün hancı olan biri...

25 Ocak 2010 Pazartesi

zamanla hesaplaşmasını bitiremeyenlere...

zaman zaman içinde,
zaman benim içimde,
çok uzaklarda arama
her şeyin cevabı sende!

iki yanı keskin kılıç,
her soruya arar bir yanıt,
döner, döner durur tepende,
cevap vermek istemesen de!